07 Şubat 2006

Bugün Dokuzuncu Gün



Geçen Cumartesi ve Pazar Ruhibey bizi o kadar korkutmuş ki hayvanın her hareketinde yüreğimiz hopluyor. 24 saat içinde biri oldukça şiddetli tam dört kriz. Bugün Salı olduğuna göre aradan dokuz gün geçti ve biz hala yatışamadık. Neyse, nazar değmesin, o günden beri kriz falan geçirmedi. Bu arada neler yaptık? Bir kere veteriner değiştirdik. Aydın Hayvan hastanesinin yaptırın diye verdiği tahlilleri nasıl yaptıracağız diye düşünürken bu veterinerin her türlü tahlili yaptıdığını öğrenince oraya yollandık. Doktor önce bu tahlilleri yaptırmamıza pek de gerek olmadığını söyledi. Epilepsinin tedavisi yokmuş, hayvan bunu çekermiş, krizler iyice sıklaşınca da en iyisi onu uyutmakmış. Bütün bunlara neredeyse aklım yatıyordu, tam verdiğim ilaçlarla bir süre daha denememi söyleyip beni uğurluyordu ki İzmir'den bir arkadaşı aradı. Durumu nedense ona da özetleyince arkadaşı hemen o tahlillerin yapılması gerektiğine, ilacın bedene verdiği zararın tespit edilmesinin şart olduğuna bizim doktoru inandırdı. Ayrıca Tegretol da köpeklere kesinlikle verilmiyormuş. Ruhibey hemen muayene odasına alındı. Ayağı sıhhı biçimde temizlenip bir miktar tüyü de traşlandıktan sonra kanı alındı. Kanı az, şekeri belli belirsiz yüksek, karaciğer ve böbrek fonksiyonları epey hasarlı çıktı. Ayrıca fosfor düzeyi de çok çok düşükmüş. Oysa metabolizma için fosfor olmazsa olmazmış. Şimdi son dört gündür ona sabah akşam yarımşar Mysoline tableti (250'lik) veriyorum. Ayrıca her sabah 1 adet Supradyn içiyor. Öteki ilaçları pat diye kestim. Kestiğim gün sabahtan akşama vızıldayıp durdu ama o ilaçları öyle kestiğim için mi bilmiyorum. Yemeklerini yine ikiye bölüp bol yoğurtluyorum (kalsiyum dengesi iyimiş gerçi ama...).

Hiç yorum yok: