24 Ocak 2009

Nokta

Dün gece saat 10 sularında bu günlüğü tutmanın bir anlamı kalmadı.
Tüm veterinerleri (en azından bizim bölgedekileri) kuduz köpekler ısırsın.

22 Ocak 2009

Moraller Sıfır

Dün öğleden sonra saat 4 sularında yazdığımda içim bu kez hafif krizlerle bu işi atlattığımızı söylüyordu. Erken sevinmişim. Yaklaşık bir-iki saatte bir ve birkaç tanesi oldukça şiddetli krizler... Dün gece ve bugün bütün gün (yarım saat öncesine kadar). Hayvan yön duygusunu tamamen kaybetmiş gibi. Krizlerden sonra kafasını camlara, demirlere, her yere tosluyor. Tenekelerin içinden geçmeye kalkıyor (bahçede), her şeyi deviriyor. Sobanın da içinden geçmeye kalkar korkusundan krizden sonra balkonda bırakıyorum. Neyse ki havalar oldukça makul. Gece bile dondurucu soğuk yok. Orada bir aşağı bir yukarı yürüyor, kafasını cama, demire vura vura...
Şimdi değişiklik olarak krizlerden sonra ağlama tutturdu. Dün anlattığım inlemeden farklı bir ağıt. Sinir bozuyor, üzülüyorum.
Neyse ki yemeğini yedi. Yani ilaçlarını da içti.
Giderek anlamsız bir iş olmaya başladı bu iş.
Hayvana boş yere acı mı çektiriyoruz yoksa...

21 Ocak 2009

Aylık Fırtına

Dün gece 2 ya da üç'te. Sonraki 12 saatte üç tane daha.
Ardından bir tane 15.30'da.
Hepsi de olağanüstü hafif. Fakat sonuncusu hariç, diğer hepsinin ortak tarafı Ruhibey'in çıkardığı ses. Sanki yukarıya şikayet ediyormuş gibi, sanki bir derdi varmış gibi, sanki uyanık rüya görüyormuş gibi.
Onun dışında iştahı yerinde, ilaçlarını içiyor.
Krizler gerçekten çok hafif. Ağzdan her zamanki gibi tonlarca salya bile akmadı. Çiş bile kaçırmadı.