tag:blogger.com,1999:blog-217700452024-03-05T17:26:05.492+03:00Köpek ve EpilepsiRuhibey'in hastalık seyrini takip etmek için tutmaya çalışacağım bir tür günlük(tü).annehttp://www.blogger.com/profile/13297919282626426571noreply@blogger.comBlogger78125tag:blogger.com,1999:blog-21770045.post-15224240049544795282009-02-14T19:44:00.003+02:002009-02-23T16:26:54.528+02:00Sonsöz...Bu hastalıkla yaklaşık dört yıl boğuşmuşuz. Bu arada az kalsın karaciğer yetmezliğinden (aldığı anti-epileptik ilaçların yan etkisi) gidiyormuş. Onu atlatmış, bu kez hadım edersek iyi gelebilir diye bir kere daha canını yakmışız. Sokaklarda hastalanır falan diye eve kapamışız (hiç değilse bahçe 3 dönüm kadar). Yakın arkadaşı Rafraf onun bu hastalıklarından sıkılmış, onunla oynamaz olmuş (ayrıca biz hep Ruhibey'le ilgilendiğimiz için belki de hep bir eksiklik hissetmiş).<br />Sonuçta elde ne var? Ne pahasına olursa olsun dört sene daha fazla yaşamış olmak mı?<br />Hayvanın acılar içinde öldüğü de düşünülürse aslında çarpık bir hayvan severlik, başka bir şey değil.<br />Gene de şunu itiraf etmeliyim ki hep bir mucize bekledik.<br />Sekiz yaşından sonra hastalık geldiği gibi aniden bitebilir sözlerine kandık.<br />Üstelik krizler geçip kendine geldiğinde...<br />Kocaman boyuyla odamızı o kadar kaplıyordu ki...<br />Tavukların, kuşların korkulu rüyası...<br />Kedilerin amansız düşmanı...<br />Bir tek bir yılan hakkından gelmişti. (Gene doktora zor yetiştirmiştik, üstelik hastalığı daha ortaya çıkmamıştı.)<br />Bir de kirpi. Burnuna saplanan bir iki ok'u çıkartırken nasıl da viyaklamıştı.<br />Bence ama onun esas merak ettikleri, kaplumbağalardı. Bir iki kere ters çevirmeye kalkmıştı da sonra bu işten sıkıldı. Son zamanlarda onun tarafından koklanan kaplumbağalar kafalarını içeri sokma zahmetine bile girmiyorlardı.<br />Bakalım bahar gelince bahçede çalışmak nasıl olacak...<br />Her dakika kulak kirişte... acaba kaçtı mı, bu tavuk da neden gıdakladı yoksa...<br />Ya da bir yerlerde kriz mi geçiriyor düşüncesi...annehttp://www.blogger.com/profile/13297919282626426571noreply@blogger.com10tag:blogger.com,1999:blog-21770045.post-60577753283169060022009-01-24T14:50:00.002+02:002009-02-23T16:28:17.769+02:00NoktaDün gece saat 10 sularında bu günlüğü tutmanın bir anlamı kalmadı.<br />Tüm veterinerleri (en azından bizim bölgedekileri) kuduz köpekler ısırsın.annehttp://www.blogger.com/profile/13297919282626426571noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-21770045.post-63713102565826347842009-01-22T19:45:00.002+02:002009-01-22T19:58:05.889+02:00Moraller SıfırDün öğleden sonra saat 4 sularında yazdığımda içim bu kez hafif krizlerle bu işi atlattığımızı söylüyordu. Erken sevinmişim. Yaklaşık bir-iki saatte bir ve birkaç tanesi oldukça şiddetli krizler... Dün gece ve bugün bütün gün (yarım saat öncesine kadar). Hayvan yön duygusunu tamamen kaybetmiş gibi. Krizlerden sonra kafasını camlara, demirlere, her yere tosluyor. Tenekelerin içinden geçmeye kalkıyor (bahçede), her şeyi deviriyor. Sobanın da içinden geçmeye kalkar korkusundan krizden sonra balkonda bırakıyorum. Neyse ki havalar oldukça makul. Gece bile dondurucu soğuk yok. Orada bir aşağı bir yukarı yürüyor, kafasını cama, demire vura vura...<br />Şimdi değişiklik olarak krizlerden sonra ağlama tutturdu. Dün anlattığım inlemeden farklı bir ağıt. Sinir bozuyor, üzülüyorum.<br />Neyse ki yemeğini yedi. Yani ilaçlarını da içti.<br />Giderek anlamsız bir iş olmaya başladı bu iş.<br />Hayvana boş yere acı mı çektiriyoruz yoksa...annehttp://www.blogger.com/profile/13297919282626426571noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-21770045.post-64776363133686871892009-01-21T15:54:00.002+02:002009-01-21T15:59:02.488+02:00Aylık FırtınaDün gece 2 ya da üç'te. Sonraki 12 saatte üç tane daha.<br />Ardından bir tane 15.30'da.<br />Hepsi de olağanüstü hafif. Fakat sonuncusu hariç, diğer hepsinin ortak tarafı Ruhibey'in çıkardığı ses. Sanki yukarıya şikayet ediyormuş gibi, sanki bir derdi varmış gibi, sanki uyanık rüya görüyormuş gibi.<br />Onun dışında iştahı yerinde, ilaçlarını içiyor.<br />Krizler gerçekten çok hafif. Ağzdan her zamanki gibi tonlarca salya bile akmadı. Çiş bile kaçırmadı.annehttp://www.blogger.com/profile/13297919282626426571noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-21770045.post-77438949518188477072008-12-19T11:13:00.004+02:002008-12-25T11:31:12.864+02:003.günKriz fırtınasını neyse ki atlattık derken (yüksek sesle değil, içimizden, nazar değmesin diye) sabah 11'de, yani biraz önce, çok hafif de olsa bir tane daha...<br />Oysa sanki hiç iz kalmadan atlatmış gibiydik.<br />Esas olarak bizleri tanıyordu.<br />Eve gelen bir misafire her zamanki coşkun selamını verdi...<br />Yemeklerini yedi, ilaçlarını içti...<br />Akşam bir kriz daha ve bu sefer de atlattığımızı umalım.annehttp://www.blogger.com/profile/13297919282626426571noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-21770045.post-31055357127139090392008-12-17T20:35:00.005+02:002008-12-19T11:13:43.139+02:00Balayı bitti mi...Saat 15'de ve 20'de. Tek fark bugün Alepsal bittiği için başka bir ilaç vermiş olmam, bir de çileklere döktüğüm tavuk gübresini hapur hupur yemiş olması. Acaba tavuk alerjisi mi ?<br />Krizlerin her ikisi de sobanın yanıbaşında patlak verdiğinden en kestirme yoldan, tasmasından tutup çektiğimden mi ne her ikisinde de kendine gelmesi uzun sürdü. Nefes nefeseydi.<br /><br />Gece 1'de, ardından sabah 6'da, sonra 10'da.<br />Nefes nefese ve uzun uzun inlemeli...<br />En son, öğleden sonra 16'da...<br />Yani iki günde 6 kriz...annehttp://www.blogger.com/profile/13297919282626426571noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-21770045.post-10880684368780754322008-11-26T19:05:00.001+02:002008-11-26T19:06:56.338+02:00Öğretmenler GünüAyın 24'de tek bir tane. Neler oluyor, anlamıyorum.<br />Hala pabucun tekini bekliyorum.annehttp://www.blogger.com/profile/13297919282626426571noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-21770045.post-63999763182007663202008-11-16T18:43:00.002+02:002008-11-16T20:03:26.297+02:00Programda değişiklikSeyir bu kez şaştı. Önce 27 Ekim gecesi, yani son tayfundan yaklaşık 15 gün sonra bir kriz geçirdi. Gerçekten hafif. Üzerinden 13 saat geçtikten sonra bir kriz daha, sonra 6 saat sonra bir kriz daha. Bunların hepsi hafifti. Yalnız sonuncusunda ayağa kalkmakta hayli zorlandı. Sonra taa 14 Kasım akşamına kadar hiçbir şey olmadı. Gene malum kriz öncesi aşırı açlık gösterileri yaşandı, mutfak tezgahından yemek çalma teşebbüsleri falan... O gün, gene akşam saat 7'de bir kriz. Fazla kasılma yoktu, ağzında salya bile birikmedi. Yalnız gene kalkmakta hayli zorlandı. Dört ayağının üstünde yere sağlam basana kadar hayli tökezledi, sağa sola çarptı. Sanki kriz değil de hafif felç geçirmiş gibi. Üzerinden tam 48 saat geçti.<br />Açlık krizleri sona erdi. Her şey normale döndü. İştah yerinde. Kedi kuş kovalamaca tamam.<br />Ama biz hala pabucun tekini bekliyoruz.annehttp://www.blogger.com/profile/13297919282626426571noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-21770045.post-22838329083962048482008-10-11T21:31:00.001+03:002008-10-11T21:32:42.106+03:00Fırtına da değil TayfunDün akşam iki tane daha, sonra bugün iki tane daha...<br />Son 8 saattir bir şey yok.annehttp://www.blogger.com/profile/13297919282626426571noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-21770045.post-91394635312184448192008-10-10T13:33:00.002+03:002008-10-10T13:38:08.926+03:00Ben şaşırdım o devam ediyorSaymayı şaşırdım. Dün yazdıktan sonra saat 11'de bir tane daha geçirdi. Sonra sabah saat 6.30'a kadar uyudu. 6.30, 7.30, 9.30... Sonra 12 ve az önce saat 13.30...<br />Bu sonuncusu hariç, pardon bir de gece 11'deki, onda da acayip diş gıcırfattı, hepsi bence fazla kasılmadan gerçekleşen çok hafif krizlerdi. Biraz öncekinde ilk defa (yani bu fırtına süresince ilk defa) yüzü kasıldı. Salya bile fazla gelmedi.annehttp://www.blogger.com/profile/13297919282626426571noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-21770045.post-64278338875227880142008-10-09T22:07:00.002+03:002008-10-09T22:26:29.866+03:00Gene<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEif6hrwu00Re6EqDExpT3zok-g25PrKv6YnIZHNtKmeKhd9HcXsexpw4z_CcJ2dBd7y2k40Zd4K0xeswa9zuo8i1y2zAf9WJACpeCQ7xhqMtFNf1q5KTVzRjkBMzOp1nTRk0h5F/s1600-h/ruhibey+ve+kanuni.JPG"><img style="margin: 0px auto 10px; display: block; text-align: center; cursor: pointer;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEif6hrwu00Re6EqDExpT3zok-g25PrKv6YnIZHNtKmeKhd9HcXsexpw4z_CcJ2dBd7y2k40Zd4K0xeswa9zuo8i1y2zAf9WJACpeCQ7xhqMtFNf1q5KTVzRjkBMzOp1nTRk0h5F/s320/ruhibey+ve+kanuni.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5255237701119705554" border="0" /></a><br />Dün öğlen saat üçte, son derece hafif bir kriz. Sonra 24 saat bir şey olmadı. Keyfi de iştahı da yerindeydi, her türşü tepki normaldi, hatta eve gelen bir köpekle (Murti) oynadı bile. Kendini fazla yormasın diye yarım saat oynadıktan sonra onu kaldırdım. Sonra akşam yemeğini yedi. Sonra akşam 8'de bir kriz. Hafif. Süt ve kırmızı ve yeşil tüplerin içindeki rahatlatıcı ve gevşetici haplardan. Sonra dokuza doğru bir kriz daha. Bu kez ekstra epileptil ve süt verdim. Dışarı çıkarıp biraz gezdirdim. Tabii yürüyüşü sersemceydi ve sağa sola çarpıp duruyordu ama yürüdü. Sonra 10'u biraz geçe bir kriz daha.<br />Bu arada Luminal'i vermediğimi de belirtmeliyim. Çünkü gene kustu ve ben, karaciğerlerinin hastalanmasından çok korkuyorum.<br />Hangi durumu tercih etmek gerekiyor?<br />Karaciğer yetmezliğinden mi ölecek yoksa krizlerden birinde mi gidecek?<br />Ve bu sefer ki fırtına ne zaman dinecek?<br />Bir saat sonra bir tane daha mı?annehttp://www.blogger.com/profile/13297919282626426571noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-21770045.post-62643188438766110232008-09-26T21:00:00.002+03:002008-09-26T21:10:50.009+03:00Bu sefer suç bendeYaklaşık on gün önce Ruhibey hastalandı ama bu kez midesinden. Önce kustu, ardından yemeden içmeden kesildi ve bende bet beniz attı tabii, yine karaciğeri gitti diye. Üç gün yalnızca su içti, hem de kase kase... Kustu... Adeta su kustu. Ağzına bir şey sürmedi ki bu Ruhibey gibi obur bir köpek için son derece kaygı verici bir durumdu. Tabii tüm ilaçları hemen kestim. Dördüncü günün sonunda lütfen ağzına bir şeyler sürmeye başladı. Biraz kıyma, tabii pişmiş, biraz tavuk suyu, bir iki köfte... Derken kusmadan bir tam gün... Bir ikinci gün daha. Sonra acaba ilaç vermesem diye aklımdan geçen bir düşünce. Gene de sabah 10 damla epileptil. Ertesi gün hem sabah 15 damla epileptil, akşam da yarım luminal, ertesi gün de aynısı... Ve sabaha karşı hastalandı... Çok hafif...<br />Sonra bütün gün neşesi ve iştahı gayet yerindeydi. Ben gene de epileptil'i neredeyse 3 saatte bir 10'ar damla verdim. Akşam da gene yarım luminal...<br />Saat 8.30'da yeniden bir kriz, gene hafif...<br />Bakalım nasıl devam edecek.annehttp://www.blogger.com/profile/13297919282626426571noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-21770045.post-85098831338451464912008-09-07T20:51:00.002+03:002008-09-07T20:55:03.069+03:00Sonra...Sabah beşte (en azından 17 saatlik bir mola), çok şiddetli değil. Sonra öğlen... Bir de akşam saat 8'de, hepsi de çok hafif...<br />Henüz aklı yerinde, bize kuyruk sallıyor ve her şeyden önce iştahla yemek yeyip bol bol uyuyor... Bunda büyük kızın getirdiği ilçların da etkisi olabilir. İsimlerini bilmiyorum ama bol keseden sütüne katıyorum. Homeopatik ya zararı olmaz diyorum.annehttp://www.blogger.com/profile/13297919282626426571noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-21770045.post-58466814156735415202008-09-06T14:24:00.003+03:002008-09-07T20:51:13.098+03:00Şimdilik ...Gece 10'da şiddetli, yani hayli uzun, en az 2-3 dakika, sabaha karşı 5 'te hafif, sonra 8'de, 10'da, yarımda ve ardından 14.45'te...annehttp://www.blogger.com/profile/13297919282626426571noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-21770045.post-57069624244390989732008-09-05T20:56:00.001+03:002008-09-08T22:16:44.306+03:00İlaçlar olmasa ne olacak?Acaba diyorum, hiç ilaç vermesek durum farklı mı olacak...<br />Gene yaklaşık bir ay, gene kriz...<br />Luminal'i çok da fazla veremiyorum, elde etmesi çok zor. Verdiğim 50 mg da anlaşılan bu kadar koruyor.<br />Yalnızca ara işte birazcık açıldı.annehttp://www.blogger.com/profile/13297919282626426571noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-21770045.post-83139735412452722782008-08-07T21:07:00.000+03:002008-08-07T21:14:55.239+03:00En azından ara açıldıBugüne kadar yazmamış olmam Ruhibey'in kriz geçirmediği anlamına gelmiyor. Krizlerini geçirdi, üç güne yayılmış 9 tane. Farklı olan Luminal'i vermeye başladığım tarihten tam 36 gün sonra ilk krizi geçirmiş olması, yani ara bir aydan fazla. Krizler de belki bir tanesi hariç hafif geçmesi. Ama ancak dün normale dönmeye başladı ve gene ancak dün akşam dan itibaren iştahı yerine geldi ve ancak bu sabahtan itibaren ilaçlarını vermekte zorlanmadım. Ve bugün gene eski Ruhibey, sağlıklı, neşeli ve aç. Gene kuşlar kovalanıyor, gene kediler tetikte. Bir de şu sıcaklar olmasa...annehttp://www.blogger.com/profile/13297919282626426571noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-21770045.post-55402570541943486262008-06-28T20:47:00.002+03:002008-06-28T21:04:06.208+03:00üçüncü gündeBugün üçüncü gün. Yalnızca sabah geçirdi. (Henüz, demek lazım, nazar değmesin diye, saat daha akşamın dokuzu çünkü.) Dün 3 tane geçirdi, sonuncucusu akşam olmak üzere, yani bu sabah geçirdiğinden gene tam 8 saat önce.<br />
Dün akşamdan beri Luminal vermeye başladım. Vet.'i dinlemeyip bir değil, yarım tablet vermeyi düşünüyorum, yani 50 mg.<br />
Mysoline'i mecburen kestim, nedense piyasadan kalkmış, primidon içeren tüm diğer tabletlerle birlikte.<br />
Aklı hafif gitti, hiç değilse gel deyince geliyor. Akşam yemeğini de şapur şupur bitirdi. İsmet'in bahçeye geldiğini duyunca koşarak geldi ama neiçin geldiğini hiç hatırlamıyormuş gibi bir hali vardı, İsmet'i bol bol kokladı, yüzüne baktı, sonra herhalde vazifem bu kadardı diyerek bahçede biraz gezinir gibi yaptı.<br />
Raf'la da ilk defa bugün uzun uzun koklaştı, Raf da sinirlenip havlamadı.annehttp://www.blogger.com/profile/13297919282626426571noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-21770045.post-78283976743085652252008-06-26T23:26:00.002+03:002008-06-28T20:55:08.277+03:00aylıklara devamSabah ilk üç oldukça hafif olsa da 2. ile 3. arasında yalnızca yarım saat geçmiş olması beni biraz endişelendirdi. Neyse ki 4., 8 saat aradan sonra oldu. Aklı hala yerinde...<br />
Yarın Luminal'e başlıyorum.annehttp://www.blogger.com/profile/13297919282626426571noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-21770045.post-55458571993117490342008-06-03T19:36:00.002+03:002008-06-03T19:57:49.325+03:00Yeniden AramızdaFırtına o gece geçirilen hafif bir krizle (o kadar hafifti ki yerinden kalkma zahmetine bile girmedi) dindi dinmesine ama Ruhibey'e ancak bugün kavuştuk. O günden bugüne, yani yaklaşık bir haftadır süklüm püklüm bir köpekle karşı karşıyaydık. Üstüne üstlük o doymak bilmeyen köpek yaklaşık 24 saat ağzına yemek sürmediği gibi su bile içmedi. Tabii bu arada ilaçlarını da içmeye hiç yanaşmadı. Sonra bir yarım bisküvi, ardından su ama hepsi o kadar... En nefis kemiklere bile dönüp bakmadı. Ayrıca çekirdek niyetine yediği pirzola kemiklerini bile tabağında bıraktı. Ölmeyecek kadar derler ya ancak o kadar yeyip hiç değilse bol su içti. Bu arada ben neredeyim, bunlar da kim, burası ne bakışları ve tavırları ile bizi perişan etmekten de geri durmadı. Eve gelen gidenlerle bile ilgilenmedi. Kokladı, garip garip baktı.<br />Ama bugün hem iştahı felaket yerinde hem keyfine diyecek yok.<br />Daha ne...<br />(Bu arada: Krizli günlerinde en nefret ettiği şey merdiven inip çıkmak. Bu eylemi bile yeniden öğrenmek zorunda kaldı. Neyse... Artık gene eskisi gibi yıldırım gibi inip çıkıyor.)annehttp://www.blogger.com/profile/13297919282626426571noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-21770045.post-3215820378056756552008-05-26T21:21:00.004+03:002008-05-27T15:11:02.543+03:00Aylık işlemBu ay ara biraz açılınca acaba mı demiştim ama dün akşam 7'de yeni bir kasırganın başlamasıyla umutlarımı bir kere daha çöpe attım. Dün akşam 7'de, sonra 9'da, sabah dokuzda, öğlen 1'de, 3'te ve biraz önce, yani 9'15'te... Daha sonu gelecekmiş gibi gözükmüyor. Krizlerinden biri farklıydı yalnız. Önceden huzursuz huzursuz gezinmeye başladı. Ardından birkaç kere ayaklarına takılıp düştü. Kendini çekecek hali yok gibi duruyordu, sanki ayaklarına felç inmiş gibi. Yani yatarken aniden bastıran krizden tamamen farklı.<br />Not: Gece 2'de, sabah 9'da, öğleden sonra 2.30'da...annehttp://www.blogger.com/profile/13297919282626426571noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-21770045.post-22590866253875951742008-04-24T20:42:00.004+03:002008-05-27T15:10:03.680+03:00Kasırga23 Nisan Egemenlik Bayramı bizim için sabaha karşı 3'te hafif bir krizle başladı. Sonra ortalama 3-3.5 saatte bir bir tane daha. Bugün ayın 24'ü ve hala aynı şekilde sürüyor. En uzun ara 4 saat. Şimdilik son kriz akşam 7.30'daydı. Neyse ki kasılmalar çok şiddetli değil. Bazılarından sonra ayağa kalkıp dolanma zahmetine bile girmedi. Ayaklanıp kendi silkeleyip uyumaya devam etti. Aralarda zaten hep uyuyor. Bahçede gezme heyecanı bile yok, gene de bugün iki kere koca bahçede onu kaybettik.<br />Not: Ayın 25'inde, öğleden sonra bir krizle kapanış yaptı. Artık kapanışları anlıyoruz. En zoru da yeniden bizleri hatırlayana kadar geçen süre...annehttp://www.blogger.com/profile/13297919282626426571noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-21770045.post-8496746035384963552008-03-31T19:40:00.004+03:002008-04-24T20:42:46.462+03:00Bir kere daha fırtına dindiKrizler ayın 29'unda da sürdü, sabaha karşı dörtte, sonra altıda. Sonra Ruhibey bütün gün uyudu. Bahçeye zor çıkarttım, çıkınca da gezmek yerine güneşe yatmayı tercih etti. Sonra akşam yedide bir kriz daha yaşandı ve umarım, bu ayki fırtına da böylece dinmiş oldu. Dün ve bugün her şey normal. Neşe ve iştah yerinde. Öteki dünyadan bu dünyaya uyum sorunu da pek yok gibiydi. Krizler az süreli ve az kasılmalıydı.annehttp://www.blogger.com/profile/13297919282626426571noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-21770045.post-23985266684237037802008-03-28T21:26:00.002+02:002008-03-28T21:33:25.415+02:00Bir Ay Bir GünSabaha karşı 3'de, sonra 7'de, sonra muhtemelen öğleden sonra 2 ile 5 arasında bir saatte (maalesef onu evde yalnız bırakmak zorunda kaldık), sonra akşam 6'da. Üçü de oldukça hafifti (dördüncüsü bilinmiyor). Ses yok, fazla salya yok, hatta çiş bile yok denecek kadar az ya da yok. İlkinden sonra tam iki saat hiç durmadan evin içinde dolandı, huzursuz ve amaçsız bir biçimde, Birkaç kere dışarda gezdirdim, bir faydası olmadı. Sonunda mecburen aşağı mutfağa attım, orda kendini yaralayabileceği daha az şey var çünkü. Diğerlerinde bahçeye bile zor çıktı. Sakin. Bu kez diş de sıkmadı. Yalnız sonuncusunda bir süre gözleri sabitlendi.<br />Bakalım devamı gelecek mi?annehttp://www.blogger.com/profile/13297919282626426571noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-21770045.post-79184843482963851052008-02-27T19:39:00.000+02:002008-03-03T19:54:44.478+02:00SürprizBir tane geçirdi yoksa bu iş bitiyor mu (hani bazen sekiz yaşında başladığı gibi aniden bitiveriyormuş ya) derken 6 tane üstüste... Pazartesi akşam saat 6. 30'da bir tane, tam 24 saat sonra, Salı akşamı 6.30'da ikincisi, 8.30'da üçüncüsü, 9.30'da dördüncüsü... Sonra Çarşamba sabahı saat 9'da beşincisi, öğlen 2.30'da altıncısı...<br />Bu krizlerin hepsi de hafif ama farklıydı. Bir kere kesinlikle çiş kaçırılmadı, ağızdan fazla salya da akmadı. Yalnız bir tanesinde dil dışarı çıktı. Hepsinde dişlerini gıcırdattı... Ve gözleri sabitlendi.<br />Hiçbirinden sonra deli danalar gibi dolanıp durmadı.<br />Özetle farklı krizlerdi.<br />Sabah akşam yarımşar mysoline, sabah öğlen akşam toplam 40 damla epyleptil, ayrıca balık yağı ve C vitamini vermeye devam ediyorumannehttp://www.blogger.com/profile/13297919282626426571noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-21770045.post-78278533893388241052008-02-15T20:21:00.003+02:002008-02-15T20:34:13.780+02:00Sevgililer GünüBu köpeğin kesinlikle özel günlerle ilgili bir sorunu var ya da benim gibi unutkan birine bu şekilde yardımcı olmaya çalışıyor.<br />Bu kez 13'ü, gece saat dokuz buçukta kriz geldi ama gerçekten hafifti, ağzından doğru dürüst salya bile akmadı. Fazla kasılmadı da. Ayakları yüzer harekete hiç geçmedi. Hemen kendine geldi, derhal dışarı çıktık. Kakasını yaptı, komşunun köpeğiyle koklaştı...<br />Ama sonra evde saat sabahın dördüne kadar hiç durmadan evin içinde dört döndü. İki kere daha dışarı çıkarttım. Hava iyi gelir diye, bir ara balkona attım, hiç bir şey onu huzura kavuşturmadı. Yatıyor, iki saniye sonra kalkıp gene dolaşmaya başlıyor. Korkum sobayı devirmesi olduğundan en sonunda mutfağa attım, orda da masaya çıkıp gözleri açık, sızdı.<br />Aradan neredeyse 48 saat geçti. Şu anda her şeyi normal gözüküyor.<br />Geçen sefer de biraz değişiklik vardı. Her şeyden önce üç krizle dönem noktalandı. Yalnız o sefer de durup dururken evin içinde deli gibi dolanıp durmuştu. Yani sanki kriz geçirmeden kriz sonrası belirtilerini göstermişti.annehttp://www.blogger.com/profile/13297919282626426571noreply@blogger.com0