30 Kasım 2007

Fırtına Dindi

Sabaha karşı 5'te 8. krizi de yaşadıktan ve yaklaşık bir 36 saat gene uzaylı gibi ortalıkta gezindikten sonra normal, neşeli, oyuncu Ruhibey'imize kavuştuk. Bu kez kendimizi şanslı hissediyoruz. Hem bir kriz daha az geçirdi hem de aralıklar daha açık olduğundan sanki uzaylılığı da daha çabuk geçti. Ama kendine gelme hali gerçekten komik, yani haline üzülmesek çok güleceğiz. Şamanların epilepsi krizleri geçirdikleri için toplumda saygı gördüklerini okumuştum. Onlara bu krizler sırasında öbür dünyadan haberler getirebilen insanlar gözüyle bakılırmış. Ruhibey'de galiba bizim şamanımız. Krizler bitip de durulduğunda bir süre bizlere başka dünyalardan gelmiş gibi bakıyor. Ben kimim? Siz kimsiniz? Bu ne, yemek mi? Yenir mi? Şöyle bir koklayayım bakayım? Evet, sen kimdin? Bir dakika, bana neden elini uzatıyorsun? Onu da mı yiyeyim? Burası neresi? İçerisi mi? İçeri mi girmem lazım?
Sahiplik, efendilik bu süre zarfında kesinlikle rafa kalkıyor. Her şey yeniden keşfediliyor. Hepimizi yeniden tanıyor. Sonra bize biraz daha bağlanıyor.
Komik.
Sabah öğle akşam 13'er damla epileptil. Ayrıca balıkyağı ve C Vitamini.
Açlık krizi de geçti bu arada, tabii ki...

Hiç yorum yok: