06 Haziran 2007

19 gün aradan sonra

5'i 6'ya bağlayan gece, saat 3'te yeni bir kriz. Hem de 5 dakika önce son derece uyanık bir şekilde balkona koşup gecenin gürültülerine karşı havlama görevini yerine getirdikten sonra.
Bu kez krizini epey inceledim. Asıl kasılma yalnızca 8-10 saniye sürüyor. Yani çırpınma, başını sallama, salyalanma, ağızda hafif köpürme, koltukta biçimsiz bir pozisyondaysa kendini yere atma. Sonra sanki kendine geliyor, yani benim yanıbaşımda olduğumu, kendisini sevip sakinleştirmeye çalıştığımı algılıyor. Ama uzuvlarını bükmek mümkün olmuyor. Kaskatı kesilmiş öylece yatıyor. Nefes alışları biraz daha sakinleşiyor, hatta düzenleşiyor. Ardından biraz gevşiyor, bu kez bacaklar koşma hareketine geçiyor ama esas olarak gene kaskatı. Koşma hareketleri de bitiyor, öylece yatıyor. Bariz biçimde gevşemeye başlıyor. Gevşiyor ama hala kıpırdamadan yatıyor. Bu süreç toplam 6-7 dakikayı buluyor. Hafif sendeleyerek de olsa ayaklanıyor, silkiniyor, bu arada her tarafı ağzından saçılan köpüklerle kaplıyor. Beni kokluyor. Sanki hadi diğer aşamaya geçelim artık der gibi bir hali oluyor. Diğer aşama, yani bol şekerli süt, ardından sokakta gezdirilme. Yeniden eve girdiğimizde üçüncü aşama başlıyor. Hedefsiz amaçsız salonun içinde dört dönmeler... Koku bırakmaya kalkmazsa müdahele etmiyorum. Kalkarsa bir süreliğine balkona atıyorum. Balkondan içeri alındığında ise dördüncü aşama başlıyor. Yani deliksiz uyku. Tabii onun için